Sütün öyküsü...

Posted by Gönderen E.K On 09:31

ŞÜKRÜ HATUN

Sütün öyküsü...
Köye -Domaniç Aksu Köyü- her gidişimde beni büyüten insanlardan, köyün en güzel ekmeklerini yapan Hatice'ye, çocukken arkadaşlık ettiğim yaşlı çam ağaçlarından anamın arkadaşı kadınlara birçok şey beni etkiler ama en çok sabah erkenden bütün evlerin önlerinde içi süt dolu bakraçlarla bekleyen kadınlardan etkilenirim. Hepsi güneşle birlikte uyanır, damların loş karanlığına açılan kapılardan ineklerin isimlerini söyleyerek girerler içeri. İnekler de onların kokusunu bilir ve sabahları onlarla paylaşmanın sevinciyle nazlanmadan memelerini onların güçlü ellerine teslim ederler. Süt sağmak deyip geçmeyin. Birçoğu 5-6 tane ineği her sabah sağarken aslında ağır işçiler gibi çalışır. Ama yine de süt sağmak onlar için biraz kutsal bir şeydir; maharetli elleriyle yaşamı sabahla birlikte kurmaya başladıklarını bilirler. Aslında sabahları sağılan her ineğin memelerinden akan sütün gerisinde bütün ailenin katıldığı büyük bir emek vardır. Yazla birlikte harman yerlerinden taşınan samanlardan, her akşam yapılan dam temizliğine, yaz tatiliyle birlikte evin çocuklarının inekleri otlatmaya götürmesinden her kadının kendi dilinde söylediği sevgi sözcüklerine uzanan bu emek köy yaşamının temelidir.
Bu öyle emektir ki her sabah sofraya annenin alın terinin karıştığı taze tereyağ veya kaymak olarak geri döner ve aslında her sabah köy sofralarında biraz da süt mutluluğu yaşanır. Analar için sütün en tazesini, en doyurucusunu çocuklarına içirmek en büyük amaçtır. O kadar ki komşu evlerinde inekler doğurduğunda "ağız sütü" adı verilen o en değerli süt danalardan sakınılıp hemen o sabah çocuklara içirilir. Eskiden köylerde üretilen süt evlerde tüketililir, en fazlası "pazarda" yoğurt olarak satılırdı. Şimdi ise damlardaki inekler ailenin geçimi için sağılıyor. Artık bizim köyün kadınları biraz da uzak şehirlerde asgari ücretle çalışan çocuklarına bir nebze destek olmak için çalışıyor. Her sabah ineklerlerin memelerine dokunurken akan her litre sütün bayramdan bayram gördükleri torunlarının yaşamlarını kolaylaştırdığını biliyorlar. Ben ise onları bütün iş bittikten, sütler sağılıp kaplara boşaltıldıktan sonra, büyük süt firmalarının süt toplayan kamyonlarının önlerinde süt kaplarıyla beklerken görüyorum. Dağ köylerinden gelen kamyon deposuna köyün üstünden başlayarak bütün kadınlar süt kaplarını boşaltıyor ve günün kendilerini bekleyen diğer işlerine dönüyorlar.
Bütün bu öyküde beni en çok üzen ise bir litre sütün bu yıl 300,000 TL, evet yalnızca 300 Yeni Kuruş'a satın alınması ve sütün geçen yıla göre 100,000.TL ucuzlaması. Kentteki insanların sofrasına sütün bunun beş katı fiyatla ulaştığını bilince aslında hepimizin acı bir süt içtiğimizi, aslında kadın ve köylü emeğinin ne kadar ucuza kapatıldığını düşünüyorum.
Biliyorum belki hiç yeri yok ama ben yine de sizlerden sabahları süt içerken aşağıdaki fotoğraftaki Meryem'e en azından sevgiyle gülümsemenizi isteyeceğim

ŞÜKRÜ HATUN: Prof. Dr. Kocaeli Üni.

Kaynak :http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=4625

0 yorum

Yorum Gönder

Lütfen görüşlerinizi yazınız...